10 Ağustos 2012 Cuma

Tuval üzerinde SİMGE :)

Erhan'ın yeğeni Simge'yi çizmiştim. Kendisi de çizimimi tuval üzerine bastırmış, çalışmanın fotoğrafını bana gönderdi, ÇOK MUTLU oldum. Çok güzel bir duygu :) Sizinle de paylaşmak istedim. Erhan'a da teşekkürlerimi iletiyorum, "Çok Teşekkürler Erhan!" :) Simge ve ailesine çok çookk selamlar...

Okudum : ÇAVDAR TARLASINDA ÇOCUKLAR

Figen'i tanıdığımdan beri okumamı söylediği kitap... Nihayet okudum Figennnnnn :))

"Pek çok insanın hakkında konuştuğum için üzgünüm. Bildiğim tek şey; size anlattığım herkesi biraz özlüyorum. Bizim Stradlater'ı ve Ackley'i bile, sözgelimi. Sanırım o lanet Maurice'i bile özlüyorum. Sakın kimseye bir şey anlatmayın. Herkesi özlemeye başlıyorsunuz sonra"

15 Temmuz 2012 Pazar

Portre 1 : "SİMGE"

Sizlere bu güzel ve sevimli kızı tanıştırmak istiyorum, kendisi Erhan'ın tatlı yeğeni "Simge". Erhan çizimi Simge'ye karne hediyesi olarak verecekti fakat yoğunluktan yetiştirememiştim şimdi güzel bir tatil hediyesi olacağına inanıyorum. Böyle güzel ve sevimli bir kızı çizmekten çok keyif aldım. Gülümsemesi hiç eksik olmasın, geleceği de gözleri gibi ışıl ışıl ve mutluluk dolu olur inşallah :) Sevgili  Simge'ciğim belki bir gün tanışmak kısmet olur ya da büyüp güzel bir kız olduğunda bu çizimi yapan kişiyi merak eder bana ulaşmaya çalışırsın ya da yolumuz başka yerde kesişir belki de :) Sana ömür boyu mutluluklar diliyorum, güzellikler hep seninle olsun canım. Öpüyorum :)



Simge'yi çizim aşamalarını da kaydedip, 52 layerdan oluşan bir animasyon yaptım. Umarım beğenirsiniz, iyi seyirler :)


Ayrıca, yoğun günler için gönderdiği bu güzel parça için de Erhan'a teşekkür ederim.
İyi dinlemeler  :)


Portrelerin devamı gelecek....

Tekrar 'MERHABA'

Sevgili blog arakadaşlarım, blogumu okuyanlar, izleyenler, erasmus öğrencileri, soru soranlar, mail yazanlar...
Herkese seslenmek istiyorum, çok zamandır bloguma bakamadım. Çünkü yeni bir iş, elimde olan işler, sınav ve katılmak zorunda olduğum sosyal aktivitelerden dolayı bloguma bakamadım, maillere geri dönüş yapamadım, yorumlarınızı okuyamadım, sorularınızı cevaplayamadığımdan dolayı herkesten özür dilerim, telafi etmeye çalışacağım. Ayrıca bir çekiliş yapmıştım fakat çizimlere vakit bulamadım, yavaş yavaş portreleri tamamlamaya çalışıyorum. POrtreleri unuttuğumu düşünmeyin :) Tamamladıkça blogumda paylaşacağım, anlayışınız için teşekkür ederim :)

Çok çalışmam lazım çoooookkkkkkkk :)


21 Haziran 2012 Perşembe

1.Akçaabat Resim Çalıştayı

4 Mayıs 2012 Cuma

Herkes her b*ku biliyor...

Sanırım blogumda ilk defa bu şekilde bir başlık atıyorum ama sabrım doldu sanırım + çok yoruldum şu sıralar. Herkes herşey hakkında bilip bilmediği şeyler hakkında konuşmasına deli oluyorum. Kimsenin ne şartlarda olduğunu, ne yaptığını bilmeden sadece dış görünüş ya da başka şeylerle, başka işlerle herşeye yorum yapmaları, ön yargılı olmaları bazen beni deli ediyor!  Zaten şu sıralar beni çıldırtan o kadar şey var ki :)

Yaptığım işten bile beni soğutuyorlar. Bugün sanırım kağıdı kalemi tümüyle bırakmak istedim. Çizmek işini bırakıyorum dedirttiler bana. Tebrik ediyorum :)
Herkes her b*ku biliyor zaten, her şey hakkında yorum yapabiliyor rahatlıkla. Ağzından çıkana dikkat etmiyor kimse, sırf bir b*k demek için lafları sallıyorlar karşıdakini incinir mi incinmez mi bilmiyorlar. Evet bilmiyorlar .... Laf olsun torba dolsun b*k olsun :).... Başkalarını eleştirirken kendilerine bakmayı ya da kendilerini eleştirmeyi de düşünmüyorlar. Dönün kendinize bakın! Aslında sizde bir b*k bilmiyorsunuz ! :)

Çizgimden kaydırdılar beni ya :D :D Gülüyorum :)

Not: B*k için özür dilerim

Bu video Adobe Flash Player'ın son sürümünü gerektirmektedir.

Adobe Flash Player'ın son sürümünü indirin.

30 Nisan 2012 Pazartesi

13. Uluslararası Karadeniz Tiyatro Festivali

Trabzon'da yapılan güzel bir etkinlik :) Festivale gitmek istiyorum  ve festival programında  Polonya'nında tiyatro gösterisi olduğunu gördüm (2. vatan sayılır) kaçırmak istemiyorum :D Festival programı için TIKLAYIN!

27 Nisan 2012 Cuma

Mutluluk :)

Haftalardır süren yoğunluğun ve yorgunluğun arasında bu fotoğraf beni gülümsetti, mutlu etti. İşte  "mutluluk" bu olsa gerek :)

22 Nisan 2012 Pazar

23 Nisan Çekiliş Sonuçları

23 NİSAN KUTLU OLSUN :)

Yoğun katılım olmayan bir çekilişin daha sonuna geldik :) Katılan arkadaşlara çoooooook teşekkür ediyorum.Çekilişe katılan arkadaşların listesi şöyleydi;
 Veeeeee çekilişi kazanan 3 kişi :)


Kazanan arkadaşları tebrik ediyorum. Çizdirmek istedikleri ufaklıkların fotoğraflarını dijitalgunluk[at]gmail.com adresine göndermelerini bekliyorum. Ayrıca kendilerinden ufak bir ricam olacak, birkaç haftadır iş yoğunluğumu atlatamadım ve bu haftada devam edecek, bundan dolayı çizimleri bir hafta geç teslim edeceğim,şimdiden kusura bakmazlarsa sevinirim :)
Ufaklıkların çizimleriyle tekrar görüşmek dileğiyle.... Şimdilik HOŞÇAKALIN! :)

14 Nisan 2012 Cumartesi

Swatch'un bu saatlerine bayıldım :)

Bir süredir saat modellerini inceliyordum ve yaz için özellikle beyaz saatlere bakıyordum. Tabi mor, turuncu, yeşil, mavi gibi renkleri de es geçmemek lazım  ve karşıma Swatch'un bu saatleri çıktı. Rengarenk cıvıl cıvıl, bayıldım bunlara :) Renkleri çok iyi kullanmışlar bence. Özellikle ilk baktığımda sarı renk dikkatimi çekti zıttı olan mor renkle kullanılmasıyla :)




6 Nisan 2012 Cuma

Çocuklar için "23 NİSAN ÇEKİLİŞİ"

Şimdiden biraz uzak görünse de zaman bize 23 Nisan gibi cıvıl cıvıl bir gün gösterecek :) Bende kendi çapımda 23 Nisan'a ne gibi bir renk katabilirim diye düşündüm ve küçük bir çekiliş yapmaya karar verdim :)
Nasıl bir çekiliş, kimler katılabilir diye soracak olusanız;
"Küçük çocuğu, bebeği, yeğeni, torunu, kardeşi olanlar kısaca çocukları seven herkes bu çekilişe katılabilir :) Çekiliş sonucu 3 kişinin sevdiği çocukların portrelerini çizeceğim :) Benim içinde zevkli bir çalışma olacaktır. Katılmak isteyenler bu konunun altına yorum yapmaları yeterlidir. Ayrıca blogunuzda veya  sosyal ağlarınızda paylaşabilirseniz memnun olurum"
 " Çocukları kim sevmez ki !!!" :)


Son katılım: 20NİSAN 2012
Örnek çalışma için TIKLAYINIZ!!!

20 Mart 2012 Salı

Mahmur Prenses'e Teşekkür Ediyorum :)

Mahmur Prenses'e gönderdiği hediyeleri için çooooookkkkkkk teşekkür ederim. Özellikle yaptığı küpe ve bu sevimli penguene bayıldım :) Çok güzeller, ellerine ve gönlüne sağlık canım ! Çok mutlu oldum :)
Kütüphanem bir kitap daha kazanmış oldu, en kısa sürede okuyacağım inşallah :)
Ayrıca Eti Cin'e bayılırımmmmmmmmmm :D
Bu da Mahmur Prenses'in başlattığı 'SEVGİ PERDESİ PROJESİ' nin son görüntülerinden  :)

16 Mart 2012 Cuma

El Yazısıyla Kişilik Analizi

Hemen temiz bir çizgisiz kağıt alıp içinizden geldiği gibi bir paragraf yazıyorsunuz ve analizine başlıyoruz demek isterdim tabi benim uzmanlık alanım olmadığından diyemiyorum ama gene de siz bir şeyler yazın :)
Nerden çıktı bu şimdi?
Çok çookkk yakınımda biri bir gün yazıma bakıp hakkımda bir şey söyleyince bende şaşırmıştım[aslında böyle ilginç şeyleri severim :)]... Hobbalaaaa nerden çıktı şimdi bu, nasıl biliyorsun dedim. O da öğrencilerin sınav kağıtlarını okurken bunun farkına varmış. Ufak araştırmalar ve bilgilerle, eee birazda edebiyat katarak  analizi yapınca acaba yazı falı mı baktırıyoruz dedim :) Birde uyarı aldım Zeyzey bu kadar dik yazma, biraz sağa yatık yaz bu kadar mantıklı biri olma :) hahahha... Daha sonra onun tanımadığı yabancı bir arkadaşımın bana gönderdiği karttaki yazısını da analiz edince ve söylediklerinin doğruluğunu düşünce gülümsedim ve bilmiş bilmiş gözlerimi açıp bence sen bunu geliştirmelisin dedim :)
 Ve hemen aklıma o an  birkaç yıl önce kitapçıda rastladığım bir kitap geldi. Netten araştırdım kitabı buldum 'EL YAZISINDAKİ SIR' . Arkadaşıma hediye etmek için kitabı aldım.  Daha sonra acaba başka kaynaklar var mı diye araştırdım ama yabancı kaynaklar buldum. Türkçe'ye çevrilmiş yabancı kaynak olmasına rağmen basımları tükenmiş malesef. Kendi çapımda araştırmalarıma devam ettim. Sizde araştırdığınızda karşınıza şu kelime çıkacak "GRAFOLOJİ". Grafoloji birçok alanda kullanılabiliyor, suçluların tespiti, psikolojik durum, işe alınacak bir eleman, beraber çalışacağınız kişi, eşiniz, çocuğunuz, arkadaşınız hatta sağlık durumuna kadar çözümlemek mümkün... Türkiye'de bu konudan çok fazla araştırma yok. Grafolojiyi araştırdığınızda karşınıza çıkacak isimlerden biri  Zeynep Bornovalı. Kendisiyle yapılan bu röportajı okumanızı tavsiye ediyorum. Grafolojiyle neler yapılabildiğini şaşırtıcı bir şekilde ifade ediyor.

Melih ARAT'ın El Yazısındaki Sır kitabını arkadaşıma hediye etmeden önce okuyayım dedim. Okuduktan sonra keşke kitabı okumadan, yazıların etkisinde kalmadan bir beyaz kağıda birşeyler yazıp kendi yazımı kendim analiz etseydim dedim. Şu an yazsam bile yazının etkisinde olacağımdan yazmadım ve en başta size bir paragraf yazmanızı tavsiye etmemin nedeni de buydu :) 

Kitapta nasıl yazı analizi yapacağınızı anlayabileceğiniz bir dille anlatıyor. Yazının analizi yapılırken kağıtta sağda solda, üstte ve alatta bıraktığınız boşluklara, yazının eğim yönüne, kelime ve satır aralıklarına, yazı boyutuna, harflerin bağlantılarına, açılara, hıza, kalem baskısına kadar herşey inceleniyor. Ayrıca imza analizi de yapılıyor. Kitapta sanatçıların, devlet adamlarının, ünlülerin ve suçluların yazıları da analiz edilmiş. Benim dikkatimi çeken bir şey de Hilmi Özkök ve Yaşar Büyükanıt'ın yazıları :) , yazılarında bile askeri disiplini düzeni görmek mümkün :)

Belki düşünüyorsunuzdur bir yazı bu kadar etkili midir? Belki sağla belki solla yazdım farketmeyecek mi? Farketmiyor, kitapta bu konuyla ilgili yapılan bir araştırmadan bahsediyor ve şöyle bir kanıya varılmış ;
"Berlin Üniversitesi'nde  William Preyer el yazısı, ağız yazısı, ters el yazısı, ayak yazısı, dirsek yazısı arasındaki benzerlikleri incelemiş ve hangi uzuv kullanılırsa kullanılsın, kişinin el yazısının temel özelliklerinin değişmediğini tespit etmiştir. Preyer'in çalışması 'el yazısı beyin yazısıdır' ifadesinin ortaya çıkmasına yol açmıştır." (Arat,2011,s.17)

Bu konuyla ilgili birkaç link ;

3 Mart 2012 Cumartesi

'Sevgi Perdesi'ne Bir Parça da Benden :)

Sevgili Elif Hanım yani nam-ı diğer Mahmur Prenses  ocak ayında güzel bir proje başlattı 'SEVGİ PERDESİ PROJESİ' ve bu projeye bende bir katkı yapmak istedim ve her zamanki gibi yoğunluktan biraz geçiktim ve şubat bitmeden bir akşam elime 23x23 cm boyutunda siyah kumaşımı aldım ve çalışma masamı hazırladım. Kumaşı düzgün boyamam için, kumaşı masaya kağıt bantla yapıştırdım. Tabi bunları yaparken sevgili anneciğim de bana bakıyordu, acaba bizim kız gene ne yapacak, normal bir kıza sahip olmadığını biliyor haliyle... :D

Kumaşı masaya yapıştırdıktan sonra, akrilik boyalarımı, fırçalarımı, su kabımı ve temizlemediğim küçük paletimi hazırladım.Çocukluğumda kumaşla ilgilenenlerden gördüğüm kadarıyla, beyaz kalıp sabundan bir parça kestim. Elimdeki bir parça sabunla kumaşın üstüne çizimimi yaptım. Kimi çizdim? Bu küçük hanımın adı Gabriela, geçen yıl Rzeszow'dan Varşova'ya giderken trende tanışmıştım.Çizdiğimden de daha sevimi bir Polonyalı kızdır kendisi :)
Kumaşın üstüne ilk kez akrilik tekniğini deneyecektim. Çıkacak sonucu bende merak ediyordum. Öncelikle astar olarak nitelendirebileceğimiz şekilde boyayı yavaşça kumaşa yedirmeye çalıştım. Boyadıkça aslında akrilik için uygun bir kumaş olmadığının farkına vardım.
Şunu demek lazım bana; kumaş hiç akrilikle boyanır mı Zeynep? Kumaş boyaları ne işe yarıyor o zaman ama bende kumaş boyası yok ki ne yapayım :)  Velhasıl ben çalışmama devam ettim. Akrilik boya tercih etmemin nedeni hem hızlı kuruması hemde su bazlı olmasından dolayıdır, ayrıca sevdiğim bir boya türüdür :)
 
 Aşamalarda da gördüğünüz gibi kumaşın üstüne akrilik böyle yapılıyor işte :) Kim demiş kumaş akrilikle boyanmaz :D Aslında boyanmaz (boyanır boyanır), siz şimdi bunu yıkadığınızı ve ütülediğinizi düşünün, aman Yarabbim ben düşünmek istemiyorum :D
Kumaş istediğim etkiyi vermekte beni zorlasa da nihayet çalışmamı sonlandırıyorum. 
Ortaya böyle birşey çıktı sonunda :) Nasıl olmuş?
Keyifle yaptığım çalışmalardan biri. Sevgi Perdesi'nde yer almasından ayrıca mutluluk duyacağım.
Belki de karşılıksız sevgi ve gülümseme çocuklara özgü olsa gerek :)

Sizden küçük birşey rica ediyorum, çalışmam size bir parça ilham vermişse sizde bu projeye katılın :) Sadece 23x23 cm kumaşa birşeyler işleyebilir, dikebilir, boyuyabilir, yazabilirsiniz. Yeterki sizden bir parça olsun ve kocaman bir perde olsun. Benim çalışmamla birlikte Elif hanımın elinde 60 parça olacak sanırım ve projeyi 1 Nisan'a kadar devam ettirecek. Parça gönderemezseniz bile, perdeyle ilgili düşüncelerinizi onunla paylaşabilirsiniz ( eatalay@sisecam.com ) ya da  bu perdeyle önemli bir soruna dikkat çekebilir, yada bir kampanya veyahut da bir kuruma anlamlı bir bağış düşünülebilir. Bunları yapamazsanız bile, blogunuzda bu projeden bahsedebilirsiniz.

Sevgilerle....

2 Mart 2012 Cuma

Göktuğ Canbaba

Yeni bir çalışmayla tekrar 'MERHABA' :)
Bir süredir çok sevdiğim halde [ sevmekten öte çizim benim hayatım  ve işim] çizime vakit ayıramıyordum sınavdan dolayı :( Ama benim için çizmek ruhun gıdası olsa gerek, tüm sınav soruları arasında kalemimi bu sefer şıkları işaretlemek yerine, çizim yapmak için elime alıp Eskişehir'deyken başladığım bu çalışmayı tamamladım nihayet. Severek yaptığım çalışmalardan biri oldu bu portre. Göktuğ Canbaba, başarılı fantastik yazarlarımızdan biri ve bundan dolayı çalışmaya birkaç öğe ekledim; baykuş ve bir çift gizemli göz :)
Mümkün olduğunca da çizim aşamalarını jpeg olarak kaydettim.Çalışmayı tamamladıktan sonra gene photoshop animasyon bölümünden sıralamasını yapıp, saniyelerini ayarlayıp kısa bir tutorial olarak nitelendirebileceğimiz alttaki giff animasyonu 47jpeg resim kullanarak oluşturdum.
Göktuğ'a yeni yaşıyla birlikte, kaç yaşında olduğunu sormayacağım yaşı kadar kitap yazması nasip olsun diyorum, diliyorum. Daha da başarılı, bol yazılı bol fotoğraflı yıllara GÖKTUĞ! :)

15 Ocak 2012 Pazar

İlk Türk Otomobili "DEVRİM"

Eskişehir' den ayrılmadan görmek istediğim şeylerden biri ilk Türk otomobili olan 'DEVRİM' arabasıydı. Digital Arts dergisi için 2010 yılında Devrim'in çizimini yaptığım ve anlattığım bir çalışma yapmıştım  ve benim için zevkli bir çalışma olmuştu. Bu nedenle Devrim'in benim için ayrı bir önemi vardır.
Devrim'in acı bir hikayesi vardır daha doğru bu Türk otomobil tarihi içinde acı bir hikaye olsa gerek. Belki bir çoğunuz 'Devrim Arabaları' filmini seyretmiştir. Seyretmeyenlere de tavsiye ediyorum, mutlaka izleyin. İzleyemeyenler bu linkten 'Devrim'in hikayesini kısaca öğrenebilir; http://video.ntvmsnbc.com/devrimin-oykusu.html
Karlı bir Eskişehir gününde Devrim'e doğru ilk yolumuz Eskişehir tren garına doğru yürümek oluyor ve tren garını geçtikten sonra Tülomsaş Fabrikası'na doğru yürüyoruz. Karşımıza çıkan görevliye 'Devrim' i soruyoruz ve bulunduğu yeri tarif ediyor.

6 Ocak 2012 Cuma

Maksim Gorki

Zoraki çizim işlerinizin arasında rahatlamak istediğiniz noktada serbestçe çizim yapmak istersiniz. Herhalde o çizimler en keyifli çizimler olur. Bende düzenleme ve çizim işleri arasında biraz kafa dağıtmak için Gorki portresini karalayayım dedim. Gorki sevdiğim yazarlardandır. Gençlik dönemimde "Ana" ilk okuduğum romanlardandır, gençlik dönemi diyorum ama ben hala gencim ya :) Neyse kısa süreli bir çalışma düşündüm ama tabletim bana inat, istediğim fırçayı kullanmama izin vermedi. Bende ne yapabilirim ne yapabilirim seçtim rastgele bir fırça. İyi ki seçtim, farklı bir çizim etkisi yakaladım böylelikle :) Çizdikçe çizmek zorunda olduğum çizimleri unuttum tabi :D hehehe...  Bu çizim yaklaşık 3 saatimi aldı, belki az belki fazla bir zaman bilemem ama keyifli, rahat işti. Çizim aşamalarını da kaydettim, tabi bazı durumlarda unuttum ama eldeki aşamalarla kısa bir animasyonunu da hazırladım.

Başka çizimlerle tekrar görüşmek üzere...

5 Ocak 2012 Perşembe

Eskişehir ve Akşamları

Bir haftadır yeni şehrim Eskişehir :) Yaklaşık 8 yıl önce ilk kez Eskişehir'e sınavlar için gelmiştim, dereceyle kazanmama rağmen Anadolu Üniversite'sinde okumak kısmet olmadı. Şimdi de tez araştırmam için kütüphanesine uğradım yıllar sonra :D  Asıl amacım, çok yakın arkadaşımı ziyaret etmek ve vakit geçirmek, beraber çizim yapmak, projeler düşünmek (gerçekleşme imkanı az olsa da, kendi çapımızda yani). Yaklaşık bir hafta olmasına rağmen biz Emine'yle dolaşmak yerine çizim yaptık. Nasıl şans varsa bütün işler bir araya sıkıştı. Freelance çalışmak böyle bir şey, gittiğiniz yere işinizde sizinle geliyor "laptop ve grafik tablet" hep yanınızda oluyor :)
Eskişehir'deki bir haftayı Polonya' daki kış dönemine benzetiyorum, sabaha kadar ayakta durup, sabah yatıp öğleden sonra kalkardık ve kahvaltıyı yaptığımızda hava kararmış olurdu, günlerde kısaydı haliyle :) Eskişehir'de de işlerden dolayı böyle oldu, ben henüz Eskişehir'in gündüz halini görmedim.Hep akşam hep akşam ve hep SOĞUK :)

Ve size bugün Eskişehir'den çektiğim birkaç akşam fotoğrafını sunuyorum :) 







Önümüzdeki günlerde artık gündüz gözüyle Eskişehir'i göreceğim ve Digital Arts dergisi için çizimini anlattığım Devrim arabasını görmek istiyorum :D

Greetings from ES :)

Related Posts with Thumbnails