30 Aralık 2011 Cuma

EFE

Yeni yıl portremizin sahibi, bu küçük yakışıklı EFE :) Keyifli bir çizim oldu benim için. Dijital portre anlamında çocuk çalışmamıştım, genelde hep illüstrasyondu çizdiğim çocuklar. Efe bu anlamda bir ilk denebilir. Maşallah diyorum yakışıklıya :) İnşallah resimdeki gibi hep güleceği bir hayatı olur, yüzünden gülücükleri eksik olmasın, Allah güzel bir gelecek nasip eylesin ona :) Ailesiyle birlikte daha güzel yıllara inşallah!!! MUTLU YILLAR!

Merak edenler için;
Çizimi Adobe Photoshop programında grafik tablet ile çizdim. Kullandığım tablet UC-Logic Lapazz Geniş Tip A5 Grafik tablet :) Reklamda yaptım yani, hahaha... Grafik tablet almayı düşünen arkadaşlara tavsiye ederim. Wacom çok pahalı gelebilir ama UC-Logic bu anlamda yeterlidir fiyat olarakta.
Çalışma Alanı
Efe'nin çizimini yaparken çizim aşamalarını da kaydedip, photoshopta bir animasyon çalışması denedim :) Umarım beğenirsiniz....

Gerçekten keyifli bir çalışma oldu benim için, paylaştığım resimlerden anlaşılıyordur :) Bana daha güzel bol bol çizimler diliyorum :D Durmak  yok çizmeye devam :)

HERKESE MUTLU YILLAR!

29 Aralık 2011 Perşembe

Yeni yılın ilk portresi çizilmeyi bekliyor artıkkkkk :)

Portre için yaptığım çekilişi kazanan arkadaş geri dönüş yapmadığından çekilişi yeniledim.
Çekilişi kazanan, oğlunun şansına katılan 'FUNNY ME' oldu. "acaba şans bana güler mi, belki oğlumun şansına şanslı ben olurum kim bilir ?!?!?!??! " dediniz, şanslı siz oldunuz bu sefer :) En kısa sürede e-mail adresime çizdirmek istediğiniz fotoğrafı gönderirseniz memnun olacağım, BEKLİYORUMMMM!
Çekilişi Kazanan :)

Katılan arkadaşlara çoooooooooooooooook teşekkür ederim.
HEPİNİZE MUTLU YILLAR DİLİYORUM! 

18 Aralık 2011 Pazar

Yeni Yıl Hediyesi : Dijital Karakalem Portre (Buyrun)

ÇİZİYORUMMMMMMMM....... :) KİMİ ?
Açıkcası yoğunluktan son dönemler blogları takip edemedim ama birçok blogcu yeni yıl için etkinlikler, çekilişler düzenlemişler. Çok güzel. Tabi ben hiçbirine katılamadım :) Bende ne yapabilirim diye düşündüm. Bir yandan okul bir yandan çizim işlerindeki yoğunluğu düşünerek ve yeteneklerim doğrultusunda ne tür hediye sunabilirim derken dijital bir portre çizimi hediye edebilirim diye düşündüm. Nasıl mı? Alttaki resimlerdeki gibi :)

Örnek Çizim (Bu çalışmayı Polonya'dayken yapmıştım, Game of Thrones dizisi karakterlerinden Lord Snow)
Siracel -2010
Peki nasıl olacak, nasıl başvuracağız diyorsanız ; Geleneksel blog yöntemini kullanarak, bu yazıya yorum yapıyorsunuz ve 26 Aralık bir çekiliş programıyla portresi çizilecek kişiyi seçiyoruz. Seçilen kişinin, çizdirmek istediği portre fotoğrafını bana e-maille göndermesi yeterlidir :)
25 ARALIK 2011 - 23:59'A KADAR YORUM YAZABİLİRSİNİZ :)
Hadi bakalım, yorumlarınızı bekliyorummmmmm!
Not: Adsız olarak yorum yapmamaya dikkat edin arkadaşlar. Blog sahibi olmayan, gmaili olmayan, ya da youmlama kısmında diğer seçeneklerden birine uymayan arkadaşlar yorum yaparken bir isim ya da nick belirtirseniz memnun olurum.

17 Aralık 2011 Cumartesi

Mimlemeceeeee :)

Sevgili blog arkadaşım Vizörden Dünya' nın sahibi Esotron bizi mimlemiş. Sanırım mimlenmeyeli bayağı olduydu :) Hatta mimlenmenin tarihi geçtiydi belki de yürürlükten kalkmak üzereydi bloglararası ama mimlemeceye devam :) Esotron'a çok teşekkür ederim, umarım dilekleri gerçekleşir, Polonya'da gider, selamımı da söyler :)
Zeynep sadede gel mim konusunu söyle diyorsanız yazıyorum şimdi;
İşte "Konumuz 2012'de gerçekleşmesini istediğimiz 12 dilek. İstediğimiz herşeyi yazıp söylüyoruz tüm evrene :) ve 12 kişiye gönderiyoruz "

10 Aralık 2011 Cumartesi

D&R'dan Alışverişinize Dikkat Edin!

D&R 'ın alışveriş sitesinden memnundum ta ki bana eksik kitap yollamaları ve sonra sorumsuz davranmalarına kadar. D&R'dan birkaç kez kitap sipariş ettim, fiyatlar ve kargoda uygundu.Kitaplarımda elime ulaşıyordu memnundum. Yaklaşık bir ay önce nitel veri analiziyle ilgili kitap siparişi verdik. Kargo geldi, ben okulda olduğumdan dolayı ailemden biri teslim aldı. Eve gelip paketi açınca 2 tane sipariş ettiğim kitabın bir tanesi çıktı ve içine 2 kitabın faturasını koymuşlar. Geç bir saat olduğundan arayamadım, müşteri hizmetlerine önce mail attım. Sonraki gün gelen cevap tatmin edici olmadığından, müşteri hizmetlerini aradım. Durumu izah ettim. Zeynep hanım araştıracağız, size bilgilendireceğiz vs. Sonraki gün de kargodan biri aradı beni durumla ilgili. Ben durumu onlara da izah ettim, dedim bakın kargo paketini ben geç açtım, herhangi bir tutanakta tutturamadım. Yani paket gelir gelmez açıp kargo elemanına nasıl tutanak tutturacağımdan bahsettim. Neyse bir süre daha bekledim. D&R'dan bana gelen mail şu ;

21 Kasım 2011 Pazartesi

30.Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı

Ani bir kararla yakın arkadaşım Emine'yle birlikte TÜYAP'ın yolunu tutmaya karar veriyoruz. İkimizde farklı şehirlerden otobüse binip [tabi benim otobüs seyahatım bayağı ilginçti, hele de yanımda yaşlı meraklı bir teyzeyle 18 saat süren bir yolculuk :)] İstanbul Esenler'de buluşup fuara yol alıyoruz. Fuara gitmemdeki en büyük etken tez çalışmamdı. Hem tez, hem kısa bir İstanbul turu hem de beraber çalıştığımız insanlarla görüşmek için güzel bir fırsattı.
İlk kez gittiğim kitap fuarında kitapların arasında kaybolmak, kitapları incelemek, yazarları görmek, yayıncılarla sohbet etmek güzeldi.

Özellikle Emine'nin daha çok çizim yaptığı ve benimde birkaç çizimim yer aldığı kitapların bulunduğu Çamlıca Çocuk Yayınları standının önünde soluğu alıyoruz. Tezimle ilgili sorularımdan sonra kitaplarla birlikle fotoğraf çekiliyoruz. Birçok yorgunlukla çizilen çalışmların elinize basılmış halinde gelmesi, hepsini bir arada görmek gibi güzel bir duygu olsa gerek, hele de o an tüm yorgunluklar ve uykusuzluklar unutuluyorsa :) Burdan çocuk kitabı çizerlerine selamlar gönderiyorum emekleri için :)
Çamlıca Yayınları standında en çok ilgimi çeken tabi ki rahmetli babannemin suluboya portresinin yaptığım çalışmamın daha önce çizim yaptığım İnsan ve Hayat dergisi kapağında görmek. Polonya'da bulunduğumdan basılı halini elime almak fırsat olmamıştı ama  sergilendiğini görmek güzel bir duygu :)
Fuarda tanıştığım renkli kişiliklerden biri Aytül Akal'dı :) Özellikle tırnaklarındaki gökkuşağı tonundaki ojeleri dikkat çekiciydi. Aytül Akal çocuk kitapları yazarı ve belkide çocuklarınızın kütüphanesinde kitapları bulunmakta.Aytül Hanım'ın Mavisel Yener hanımla birlikte hazırladıkları 2 şiir kitabı dikkat çekiciydi "Şiirimi Kedi Kaptı" ve "Kuş Uçtu Şiir Kaldı" :)

Mustafa Delioğlu'nun resimlediği kitapları ayrı bir kitap okuma zevki vereceğine eminim çocuklar için. Gençlik ve Çocuk Edebiyatı'yla ilgilenenler için 09-11 Mayıs 2012'de Eskişehir Osmangazi Üniversite'sinde 'ÇOCUK VE GENÇLİK EDEBİYATINDA AYTÜL AKAL SEMPOZYUMU' var. Aytül Akal'ın yanından ayrıldıktan Mavisel Yener'in yanına uğrayıp elimizdeki kitapları imzalattıktan sonra diğer yayınevlerini dolaşıp katalog alıyoruz.

Mavi Bulut yayınlarının standına yanaşıyoruz. Yabancı kökenli çocuk kitapları dikkatimizi çekiyor.İnceleniyoruz. Emine'yle ikimizin ortak noktası olan çocuk kitap illüstrasyonları nedeniyle kitapların öncelikle çizimlerini inceliyoruz.
Yayınevi görevlisi birkaç kitapla ilgili açıklama verdikten sonra kitap fiyatları ve basımı üzerine konuşuyoruz. Dikkatimizi çeken 3 kitaptan size bahsetmek isterim, özellikle çizimine bayıldığımız "Memo ve Ay", Fransızlara ait bir kitap. Resimlemesi dikkat çekici,çocukların ilgiyle okuyacağına eminim.Fiyatı telif hakklarından dolayı yüksek (17TL). Özellikle ben kitap fiyatları konusunda çok şikayetçiyim. Bu yüksek fiyatlarla insanlar daha ucuz ve kalitesiz kitaplara yöneliyorlar. Bir güzellik yapılamaz mı? :)
Mavi Bulut yayınlarında beğendiğimiz 2. kitap İtalya kökenli  "ANNE ben kimim?", ilgimizi çeken diğer kitap ise bu sefer Türk kökenli "Bir tanecik oğlum" :)
Tüm çocuk kitap yayınlarının mümkün olduğunca incelemeye çalıştım. Dikkatimi çeken kitapları almaya çalıştım. Bunlardan biri de Final Kültür Sanat Yayınları'ndan aldığım 4 serilik kitaptan biri olan "Büyümek Küçülmek". Final yayınlarınında diğer çocuk yayınları da çok hoş, özellikle çizimleri çok iyi olan çocuk kitapları da yer almaktadır. İnternet üzerinden yayın kataloğuna bakabilirsiniz.
Türkiye İş Bankası yayınlarını da inceleyip, çocuk kitaplarıma başka bir kitap ekliyorum 'Minik'

İncelediğim diğer bir yayınevi ise Doğan Egmont, Danimarka asıllı bir yayınevi. Doğan Egmont, aynı zamanda, Walt Disney "Kitap ve Dergilerini" ve Nickelodeon Türkiye'de temsil etme hakkına sahip tek lisanslı yayıncı. Yayınevi görevlisi bilgiler verip, yardımcı olmaya çalıştı. 
Son dönemlerde dini yayınlarındaki resimlemeler gerçekten dikkat çekici. İnsanlara bu konuda bilgi verilmesi açısından görselin kullanılması çok güzel. Piyasada bu konu da özellikle dikkat çeken Timaş Yayınları'ndan çıkan resimlemesi Osman Turhan'a ait, çocuklarınıza alacağınız edebiyat ödüllü bir kitap olan '365 Günde Sevgili Peygamberim'

Açıkcası fuarla birlikte bende sadece çizim kısmında yer aldığım çocuk kitaplarının basım ve diğer boyutlarını inceleme fırsatı buldum.
Şimdilik kısa izlenimlerim böyle. Fuardan aldığım birçok kataloğu tam anlamıyla inceleme fırsatı bulamadım henüz. Ama son dönemler çocuk kitap resimlemelerinin öneminin arttığına inanıyorum. Fuarda 1TL 'ye de çocuk kitapları vardı fakat başka güzellikteki kitaplar varken 1TL'lik kitabı insanlar sadece fiyatından dolayı alacaktır. Keşke güzel kitaplarında fiyatları birçok insan için uygun olsa da çocuklarına bu güzel kitaplarından alabilseler. Çocukluk dönemi en önemli dönemlerden biri ve bu dönemlerin güzel kitaplarla süslenmesi gerekir.
 Herkese sonsuz bir kitap sevgisi diliyorum :)
Bookmark and Share

3 Kasım 2011 Perşembe

Özlemişim :)

Herkese selamlarrrrrrrr!!!
BLOGUMU ÖZLEMİŞİMMMMM YAVV :)
Yurtdışına gidersin yurdunu özlersin, yurda dönersin yurtdışını özlersin. Özlemler hiç bitmiyor :) Velhasıl çok zamandır bloguma yazamadım, şöyle bir bakıvereyim dedim. Blog blog gezmeyi, okumayı, blog komşularıyla yorumlaşmayı ve kendi bloguma birşeyler yazmayı özlemişim [ee şimdi niye yazmıyorsun diye sorarsanız; 'başımda bir tez ve ÖSYM'nin sonu s ile biten birkaç sınavı işte'- Türkiye'de olmanın acı gerçekleri -sitemlere başladım gelir gelmez :) hahaha.. ]
Herkese işinde, evinde, okulunda, tezinde, sınavında, projesinde (sayacak çok şey var kısa kesiyorum) 'BAŞARILAR DİLERİM' :)

 Ayrıca tüm blogculara, blog komşularıma, okuyanlara saygılar, sevgiler ve selamlar....

26 Mayıs 2011 Perşembe

Renkler herkes içindir!

Görme engelli kardeşlerimize destek için hazırlanan bu videoyu paylaşarak onların hayatlarını kolaylaştıracak bir uygulama için destek olalım. Belki birçok görme engelli kardeşimiz kameralı bir telefona sahip değil ama belki ilerde de her birinin sahip olma imkanını düşünerek ve onlarında hayatlarını bir nebze olsun renklendirmek için destek olalım.
'Renkler herkes içindir' sitesinden videoyu facebook ya da twitter gibi sosyal ağlarda paylaşarak birçok kişiye ulaşmasını sağlayabilirsiniz. Tek yapmanız paylaşmak ve destek olmak!

Bookmark and Share

1 Mayıs 2011 Pazar

Lublin(Lubelska) / 2016 Avrupa Kültür Başkenti Adayı

Lublin, Polonya'nın doğusunda yer alan bir şehir. Erasmus öğrenci olmanın bir güzel yani eğer bulunduğunuz ülkede diğer erasmus öğrencileriyle iletişimdeyseniz bu şehirleri gezmek ve konaklamak daha kolay olur. Bizde erasmus vasıtasıyla tanıştığımız biz arkadaşımızı ziyaret etmek hem de Lublin'i görmek için bir Cumartesi akşamı yola çıkıyoruz. Yaklaşık 4 saat bir tren yolculuğundan sonra Lublin'deyiz.
Lublin Rzeszow'a göre daha büyük ve gelişmiş. Polonya'daki şehirlerin hemen hemen bir çoğu birbirine benzer. Aynı tarz kiliseler, aynı alışveriş merkezleri, aynı ev mimarileri... Pek farklılık göstermez. Lublin'de bize çok yabancı gelmiyor bu yüzden. Lublin'de bir gün geçiriyoruz.
Ve o günde Lublin Kalesi'nden gezimize başlıyoruz. Hemen kalenin karşısında aynı mimaride yapılmış bir grup ev yer alıyor.Lublin fotoğraflarında sıklıkla karşımıza çıkan alandır.Bir hikayesi de vardır da o hikayeyi tam olarak bilmediğimden bahsedemiyorum şu an :)
Lublin Kalesi'ni Old Town'a bağlayan köprüden geçiyoruz ve karşımıza bir alan boyu antika kitap, şamdan,dantel, para her türlü eşya satan seyyar antikacılar çıkıyor.
Dikkat çekici diğer şey ise evler. Her evin üzeri farklı renk ve resimlerle süslenmiş.
Bu alanda dolandıktan sonra Lublin Krakow Kapısı'ndan Lublin'in diğer sokaklarına geçiyoruz.
Lublin 2016 Avrupa Kültür Başkenti adayı ve Lublin'in birçok yerinde bununla ilgili afişler ve görseller görmek mümkün.
İstanbul'u düşünüyoruz, Lublin ile kıyaslanamayacak bir yer ve Lublin gibi bir şehrin bu ünvanı hak edip etmediğini tartışıyoruz.
Daha sonra üç papazın peşine takılıp bir mezarlığa giriyoruz. Mezarlıktan çıkarken elime aldığım kırmızı gül ve kızların kırmızı mezarlık gülü üzerine yaptığı kehanetlerden sonra, mezarlığa geri dönüp gülü bir mezarın üzerine bırakıp geri dönüyorum.
Lublin'i bir pazar günü çok fazla keşfedemesekte, büyük çoğunluğunu görüp, otobüsle Rzeszow'a yol alıyoruz sallana sallana... Malesef daha çok tren kullanıldığından  otobüsler ve yollar çok gelişmiş değil.

Lublin'e gidecek erasmus öğrencileri için yurtlar konusunda küçük bir not;
Biz Lublin'e gittiğimizde Lublin University of Technology(Politechnika Lubelska) 'nin yurtlarında kaldık.Yurt odaları 3 kişilik ve küçük bir lavabo odalarda bulunmaktadır. Fakat tuvalet ve banyolar koridor ikişerli üçerli yer almakta, kısacası tüm koridordakilerle ortak kullanım ve ortak bir mutfakta bulunmaktadır. Yurtlar karmadır, kız erkek karışık.Yurtlar hemen üniversitenin yanında yer almaktadır.

30 Nisan 2011 Cumartesi

SANOK-Sanok Açık Hava Müzesi/POLONYA

Polonya'da havalarında güzelleşmesiyle, okulun düzenlediği bir geziyle Polonya'nın  güneyinde bulunan küçük bir kasaba 'Sanok'u gezmeye gidiyoruz.Sanok merkezi küçük bir yer ama bizim asıl gezi rotamız 'Sanok Etnografik Açık Hava Müzesi/Muzeum Budownictwa Ludowego w Sanoku' oluyor. Polonyalılara ait en eski tahtadan evler, kiliseler, okul, eğlence mekanlarını burda görüyoruz. Güzel korunmuş hatta eski yapılara uygun olarak yeni binalar inşa edilerek müze geliştiriyor. Müzede sigara içmek kesinlikle yasak çünkü tümüyle tahtadan, çatıları ottan oluşmuş evler mevcut :) Ayrıca bu müzede Avrupa'daki en büyük tahta kilise bulunmakta. Diğer bir durum da Katolik olan bir ülkede ortodokslara ait kilise görmek gerçekten zordur, bu müzede bir de ortodoks kilisesi yer alıyor.
Bu da tuvaletleri :)
Evler tek odalı, bizim köydeki evleri gibi. Bir yatak, masa ve sedirlerden oluşuyor.
Bu yapı da pub'ları :) Tarihi pub!

 

Bookmark and Share

Budapeşte / Macaristan (Budapest/Hungary)

Ara tatilde Türkiye'ye gitme niyetim yoktu Polonya'ya geldiğimde çünkü uçak bileti fiyatları çok yüksek. Aşağı tükersem sakal yukarı tükürsem bıyık, memleketi de özlemişiz. Nasıl yaparız nasıl ederiz diye düşündük. Almanya'dan mı gitsek acaba derken, Macaristan üzerinden Türkiye'ye gitmeye karar verdik. Nasıl mı? Eurolines otobüs firmasından yaklaşık 75TL'ye Krakow-Budapeşte gidiş dönüş biletlerini aldık. Budapeşte'den Sahiba Gökçen'e wizzairden uçak biletlerini de gidiş dönüş yaklaşık 120 euroya aldık.Bu şekilde Polonya'ya gidiş dönüş biletini uyguna getirebildik ve dönüşte de 2 gün Budapeşte'de konaklamaya karar verdik. Polonya'dan Budapeşte'ye  geldik ve havaalnına gitmek için 1 metro ve 2 otobüs kullandık.
Bizim kullandığımız güzergahlardaki metrolarda da yürüyen merdiven olmaması 30 kiloluk bavullarla bayağı zorluk yaşattı. Velhasıl bir Macar polisi yardımıyla havaalanına varıyoruz ve sabah İstanbul'a, ordan da Trabzon'a uçuyoruz. Evime vardığımda ne kadar yorulduğumu daha iyi anladım ama ailemi görmek bana herşeyi unutturdu.Türkiye'de zaman çok hızlı geçti ve aynı yolu tekrar dönmek  :))) Velhasıl bavulumuzu Polonya'da bulamadığımız Türk mallarıyla doldurup Budapeşte varıyoruz. Havaalanından şehir merkezine geliyoruz, biraz soluklanıp Neslihan ile kalacak yer  bulmaya çalışırken bir bayan yanımıza gelip ingilizce bilip bilmediğimizi sordu. Daha sonrada turistler için odaları olduğunu, bakmak isteyip istemediğimizi sordu. Yorgun olduğumuzdan saatlerce gezip kalacak yer aramak yerine, kadına uyup odaya bakmaya gidiyoruz. 3 kişilik bir oda ve yanında banyo, tuvaletin olduğu bir tarihi bir apartman dairesine geliyoruz. Geceliği 12 Euroya 2 gecelik odayı kiralıyoruz. Olurda yolunuz Budapeşte düşerse, kalmak için Ildiko (Ildiko's Apartman V.District) ile iletişime geçebilirsiniz. Kendisi çok tatlı bir bayan ve Budapeşte hakkında ayaküstü bayağı bilgi verip, yardımcı olabilir.
Budapeşte'de ilk günümüzü yolculuğun yorgunluğuyla uyuyarak geçiriyoruz. Akşam da Zümrüt ile Budapeşte sokaklarını gezmek hemde su almak için dışarı çıkıyoruz. Hava çok soğuk, bu soğukta gezerken karşımıza Tuna Nehri çıkıyor. Gece Tuna'nın görüntüsü gerçekten etkileyici.
Su alacak yeri de zar zor buluyoruz. Budapeşte pahalı bir yer, bir litre suya yaklaşık 3 Tl veriyoruz. Para birimini de hesaplamak biraz karışık, ama Polonya'ya dönene kadar forinte alışıyoruz denebilir.Zümrütle bir süre daha dolaştığımızda farkediyoruz ki gideceğimiz yerden uzaklaşmışız, kaybolduk sanırım :) En yakın metroya gidip kaldığımız istikamete geri dönüyoruz. Bu sefer karşımıza başka sorun çıkıyor. apartmanın kapısı kapalı ve anahtarımız yok. Telefonlarımız çalışmıyor ve Neslihan'a nasıl haber veririz diye düşünürken artık buzdan heykellere dönüşebilirdik sanırım. Telefon hatları çalışıyor ve Neslihan kapıyı açıyor ve mutlu son :)
Related Posts with Thumbnails