Bugünkü ingilizce bilgi yüklenmesinden sonra böyle bir başlıkla başlamam normaldir. Sabah 4 saatlik bir ingilizcenin ardın kafamda topic cümleler, zavallı Maribella' nın hayatı dönüyordu. Artık ders sonrası arayan ve mesaj çekenlere ne kadar mantıklı cümleler kurup cevap verdim bilmiyorum.
Bugün hava boğuk, sisli ve yağmurlu... Bunun getirdiği bir melankoli vardır üzerinizde ve şemsiyenizi açarsınız yoğun yağmurlara karşı. Sonra boş bir yer kalmayıncaya dek sıkıştırılan belediye otobüsünde binbir çeşit insan yüzüyle göremediğiniz çevreye bakarsınız, bir an önce insem dersiniz... Durak göründü, otobüs yolculuğu biter ama bir süre yürümek zorundasınızdır. İstiklal Caddesi' nin taşra versiyonunda çevrenizde kalabalık yokmuş gibi, kulaklarınız tıkanmış şekilde bir elinizde şemsiye bir elinizde kitaplar eve doğru yol alırsınız. Bendimmm....Uzun boş bir koridorda gidermiş gibi sokakta yürüyordum, kulaklarım kapalı.... Birden o sokakta nerede olduğunu bilmediğim bir cafeden Candan Erçetin' in şarkısını duydum;
Sanırım bu havalara uygun bir şarkı... Birden aklıma aynı sokakta gülerek eğlenerek ilerlerken yerde, önünde tartı ne kolu ne bacağı olmayan bir adamı gördüğüm an geldi. Ellerim ayaklarım aklıma geldi, olmasaydılar ne olurdu. O adam bile şu haliyle daha güçlüydü bizden. Evet güçlüydü ki biz ani bir engelde yıkılıyorduk. O sahip olmadığı ayakları ve kolları olmadan dimdik tartının önünde duruyordu. İçim eridi o anda... Neler neler geçti aklımdan. Arkadaşlarla ilerliyor olsamda hala da orda takılı kalmıştı kafam.' Yaşamak neydi?' geçen gün arkadaşıma attığım mesajın karşılığında bana gelen cevap geldi aklıma, " Nefes almak yaşamaksa, yaşıyorum" öyle miydi? Kafamda yaşama dair binbir türlü şeyler dönüyorken sorgulamayacağım yaşamak nedir diye... Bir an zaman dursun ve ben bir süre düşünmeyeyim. Zaman öyle geçiyor ki ne olduğunu anlamadan gün başlayıp hemen ardından sonlanıyor. Yoğunluktan; iş, okul, sınavlarla yaşadığımızı bile anlamıyoruz. Evet herşey bir gün bitecek ve nefes alacağım diyeceğiz ama gene başka bir şey çıkacak. Durmak yok bu hayatta. Durmak istesem de duramıyorum... Sıkılıyorum, boğuluyorum. Aklıma birden Orhan Veli' nin şiiri geldi " Beni bu havalar mahvetti ". Yine de seviyorum bu havaları ve yağmurlardan sonraki parlaklığı. Yaşamda böyle olsa gerek, yoğun yağmurlar sonrası temizlenen ve parlayan bir çevre. Bu yazıyı niye yazdım, öyküleme mi yoksa betimleme mi yapıyorum. C) Hiçbiri :) Yazasım geldi... Çizmekten biraz sıkıldım ondandır...
Candan Ercetin - Ben Kimim 2008 - The best video clips are right here
6 yorum:
Desene damlalar karışmış elmacıklarına bu gün yağmurla birlikte arkadaşım.Nefes alıp vermek ise yaşamak biz yaşamıyoruz be arkadaşım polyannacılık yapmak değil aslında demek istediğim küçük şeylerden de mutlu olmakta değil ama karşılaşınca hayatın gerçekleriyle bunlardan ders çıkarabilmek be bacım hayat...bende sana orhan velinin bir şiiri ile karşılık vereyim bari
BAKAKALIRIM GİDEN GEMİNİN ARDINDAN
ATAMAM KENDİMİ DENİZE ,DÜNYA GÜZEL
SERDE ERKEKLİK VAR AĞLAYAMAM...
Canım benim, dediğin gibi...
Hoş geldin canım.
Sevgiler...
Teşekkür ederim Şanslı.
Sevgiler...
Bazen insan durur ve yükselir göğe doğru,sonra aşağıda kalan kendine ve çevresine bakar.Daha iyi görebilmek için dünyayı bu lazım.Arada yükselip kendine daha geniş açıdan bak bence.Çevrendeki güzellikleri kaçırmamak adına...
Bazen dar açı geniş açı değişiyor bende ama mümkün olduğunca birşeyleri kaçırmamaya çalıştığımı düşünüyorum :)
Yorum Gönder
Yorumlama biçimi bölümde yer alan seçeneklerden birine sahip değilseniz,ilk kez bir bloga yorum yazacaksanız;
Ad/URL seçip, adınızı ve facebook, twitter, blog ya da site adresini url kısmına yazıp, yorumunuzu gönderebilirsiniz. Ya da anonimi seçip,isim belirtmeden de düşüncenizi belirtebilirsiniz.
Şimdiden YORUMLARINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM!