30 Nisan 2011 Cumartesi

SANOK-Sanok Açık Hava Müzesi/POLONYA

Polonya'da havalarında güzelleşmesiyle, okulun düzenlediği bir geziyle Polonya'nın  güneyinde bulunan küçük bir kasaba 'Sanok'u gezmeye gidiyoruz.Sanok merkezi küçük bir yer ama bizim asıl gezi rotamız 'Sanok Etnografik Açık Hava Müzesi/Muzeum Budownictwa Ludowego w Sanoku' oluyor. Polonyalılara ait en eski tahtadan evler, kiliseler, okul, eğlence mekanlarını burda görüyoruz. Güzel korunmuş hatta eski yapılara uygun olarak yeni binalar inşa edilerek müze geliştiriyor. Müzede sigara içmek kesinlikle yasak çünkü tümüyle tahtadan, çatıları ottan oluşmuş evler mevcut :) Ayrıca bu müzede Avrupa'daki en büyük tahta kilise bulunmakta. Diğer bir durum da Katolik olan bir ülkede ortodokslara ait kilise görmek gerçekten zordur, bu müzede bir de ortodoks kilisesi yer alıyor.
Bu da tuvaletleri :)
Evler tek odalı, bizim köydeki evleri gibi. Bir yatak, masa ve sedirlerden oluşuyor.
Bu yapı da pub'ları :) Tarihi pub!

 

Bookmark and Share

Budapeşte / Macaristan (Budapest/Hungary)

Ara tatilde Türkiye'ye gitme niyetim yoktu Polonya'ya geldiğimde çünkü uçak bileti fiyatları çok yüksek. Aşağı tükersem sakal yukarı tükürsem bıyık, memleketi de özlemişiz. Nasıl yaparız nasıl ederiz diye düşündük. Almanya'dan mı gitsek acaba derken, Macaristan üzerinden Türkiye'ye gitmeye karar verdik. Nasıl mı? Eurolines otobüs firmasından yaklaşık 75TL'ye Krakow-Budapeşte gidiş dönüş biletlerini aldık. Budapeşte'den Sahiba Gökçen'e wizzairden uçak biletlerini de gidiş dönüş yaklaşık 120 euroya aldık.Bu şekilde Polonya'ya gidiş dönüş biletini uyguna getirebildik ve dönüşte de 2 gün Budapeşte'de konaklamaya karar verdik. Polonya'dan Budapeşte'ye  geldik ve havaalnına gitmek için 1 metro ve 2 otobüs kullandık.
Bizim kullandığımız güzergahlardaki metrolarda da yürüyen merdiven olmaması 30 kiloluk bavullarla bayağı zorluk yaşattı. Velhasıl bir Macar polisi yardımıyla havaalanına varıyoruz ve sabah İstanbul'a, ordan da Trabzon'a uçuyoruz. Evime vardığımda ne kadar yorulduğumu daha iyi anladım ama ailemi görmek bana herşeyi unutturdu.Türkiye'de zaman çok hızlı geçti ve aynı yolu tekrar dönmek  :))) Velhasıl bavulumuzu Polonya'da bulamadığımız Türk mallarıyla doldurup Budapeşte varıyoruz. Havaalanından şehir merkezine geliyoruz, biraz soluklanıp Neslihan ile kalacak yer  bulmaya çalışırken bir bayan yanımıza gelip ingilizce bilip bilmediğimizi sordu. Daha sonrada turistler için odaları olduğunu, bakmak isteyip istemediğimizi sordu. Yorgun olduğumuzdan saatlerce gezip kalacak yer aramak yerine, kadına uyup odaya bakmaya gidiyoruz. 3 kişilik bir oda ve yanında banyo, tuvaletin olduğu bir tarihi bir apartman dairesine geliyoruz. Geceliği 12 Euroya 2 gecelik odayı kiralıyoruz. Olurda yolunuz Budapeşte düşerse, kalmak için Ildiko (Ildiko's Apartman V.District) ile iletişime geçebilirsiniz. Kendisi çok tatlı bir bayan ve Budapeşte hakkında ayaküstü bayağı bilgi verip, yardımcı olabilir.
Budapeşte'de ilk günümüzü yolculuğun yorgunluğuyla uyuyarak geçiriyoruz. Akşam da Zümrüt ile Budapeşte sokaklarını gezmek hemde su almak için dışarı çıkıyoruz. Hava çok soğuk, bu soğukta gezerken karşımıza Tuna Nehri çıkıyor. Gece Tuna'nın görüntüsü gerçekten etkileyici.
Su alacak yeri de zar zor buluyoruz. Budapeşte pahalı bir yer, bir litre suya yaklaşık 3 Tl veriyoruz. Para birimini de hesaplamak biraz karışık, ama Polonya'ya dönene kadar forinte alışıyoruz denebilir.Zümrütle bir süre daha dolaştığımızda farkediyoruz ki gideceğimiz yerden uzaklaşmışız, kaybolduk sanırım :) En yakın metroya gidip kaldığımız istikamete geri dönüyoruz. Bu sefer karşımıza başka sorun çıkıyor. apartmanın kapısı kapalı ve anahtarımız yok. Telefonlarımız çalışmıyor ve Neslihan'a nasıl haber veririz diye düşünürken artık buzdan heykellere dönüşebilirdik sanırım. Telefon hatları çalışıyor ve Neslihan kapıyı açıyor ve mutlu son :)

29 Nisan 2011 Cuma

'ROMA' (2.Gün)

Roma'da dün geceye oranla güzel bir sabaha uyanıyoruz. Resepsiyondaki elemanın 'Buongiorno' seslenişiyle kahvaltı salonuna geçiyoruz, güzel bir kahvaltıdan sonra bugünkü gezilecek yerleri görmek için yola çıkıyoruz. Gezilecek yerler; Collesium, Zafer Takı, Eski Roma,Emanuele II, Venedik Meydanı,Aşk Çeşmesi ve İspanyol Merdivenleri...
Bu yerler birbirine çok yakınlar, elimdeki haritaya da uyarak Emanuele II anıtına yol alırken Basılıca S.Maria deglı Angeli e deı Martiri önünde fotoğraf çekiliyoruz.Biraz ilerledikten sonra dağılıyoruz. Biz 3 kişi gezilecek alana  yol alırken uzakta 4 atın üstünde olan tanrıça Victoria heykeli gözüküyor. Ve biraz daha ilerledikten sonra mermerden yapılmış bembeyaz Emanuele II anıtı karşımıza çıkıyor. Görkemli bir yapı.

Son Durak 'ROMA' (1.Gün)

İtalya yolculuğumuzdaki son rotamıza vardık ve ROMA'dayız...

Roma'ya çok geç varıyoruz, sanırım saat 01:00 civarı. Roma tren istasyonu büyük ve dikkatimi geyikleriyle birlikte noel baba ve üzerinde kağıtlara yazılmış dileklerin asılı olduğu çam ağacı çekiyor.
 Asıl dikkatimizi çeken bu kadar çeşit insanı burda görmek, her ırktan insanlarla dolu Roma. Gece varmamızında tedirgin edici yanı var, tren istasyonundaki insanların bakışları... Bunlara rağmen tren istasyonunda hostel aramak için turluyoruz.Kaç saat dolanıyoruz bilmem ama sanırım saat 03.00 civarı artık bir hotele yerleşmeye karar veriyoruz. Gecelik 20 Euro veriyoruz. Sabah kahvaltıya da kalkamıyoruz o yorgunlukla :) Uyandığımızda başka bir yer bulmak için yola çıkıyoruz ve gene aynı fiyata başka bir hotel buluyoruz. Çantalarımızı bıraktıktan sonra metroyla Vatikan'a doğru yol alıyoruz.
 Vatikan'daki dikilitaşın bulunduğu alandaki tüm heykellere fotoğraf çekiyorum. Hatta bazı heykelere konan kuşlarla fotoğraflar daha ilginç oluyor.

Seçim 2011

TRT Haber'de yeni yayınlanan(28Nisan) seçimle ilgili bir diğer animasyon çalışması 'SEÇİM 2011'.... ve siyasetçiler podyumda!!!
Espiri&Kurgu:Osman Turhan, Çizim:Zeynep Seymen, Animasyon:Mitko Mumcu
İyi seyirler...

Seçim 2011 przez zseymen
Bookmark and Share

Pizza yemeye geldik 'PİSA' ya...

Yaklaşık bir saat sonra 'PİSA'dayız. Pisa küçük bir yer ve kolaylıkla gezebilirsiniz. Herhangi bir vasıtaya binmeden soluğu direk Pisa Kulesi'nde alabilirsiniz. Pisa tren istasyonuna varır varmaz ilk işimiz Roma için tren bileti almak oluyor.Derken çantalarımızı emanetçiye bırakıp, tren istasyonundaki büfelerden Pisa haritası alıp, Pisa Kulesi'ni bulmak için yola çıkıyoruz.
Pisa Kulesine varmadan geçtiğimiz nehrin üzerinde bol bol fotoğraf çekiyoruz. Bir süre ilerledikten sonra eğik kule gözükmeye başlıyor.
Kuleye yaklaştıkça pizza dükkanları artıyor. Ve nihayet Pisa Kulesi karşımıza çıkıyor.

David'in peşinde 'FLORANSA(FIRENZE)'

Nerde kalmıştık... Uzun zaman oldu yazmayalı ve geçen zaman zarfında gezilere devam ettik. Ama burda kaldığım yerden başlıyorum...

Nerdeyiz, Floransa'ya doğru yol almaktayız...Venedik'i özledim!
Floransa trenin penceresinden dışarıya bakarken, uzun  zamandır memleketten ayrı kalmanın özleminden midir, bana Karadeniz'i hatırlattı. Bir süre manzaraya dalıp gittik. Daha sonra Gülşen'in çantasındaki yiyecekleri masanın üstünen çıkartmasıyla, öndekilerinde ilgisi bize kaydı. Derken pembe montlu ufak bir kız bize daha çok bakar oldu. Bende Gülşen'in mandalinalarından bir tane alıp kendisine uzattım. Alıp gitti. Daha sonra tekrar yanımıza gelip, birşeyler söyledi ama malesef dilini anlamadığımızdan bir süre ufaklığa baktık. Derken önümüzdekilerden biri ingilizce ne istediği söyledi. Meğer tekrar mandalina istemeye gelmiş :) Derken ufaklığın güzel annesi yanımıza geldi. İtalyan olarak düşündüğümüz pembe montlu kız (adı Sofia)  Meksikalıymış. Sanırım Floransa'ya dair hatırlayacam güzel şeylerden ilki Sofia :) Sofia ve annesini tanımaktan çok mutlu oluyoruz.
Onlar yanımızdan ayrıldıktan sonra iskambil kağıtlarını çıkartıp, dost kazığı oynuyoruz ve yolculuğumuz bu şekilde devam ediyor.Derken tren Firenze Rifredi duruyor ve şehir merkezine geçmek için başka bir trene biniyoruz. Nihayetinde Floransa'ya varıyoruz.

28 Nisan 2011 Perşembe

Demokrasi Yolculuğu

Türkiye'de seçim yaklaşıyor. Her seçim öncesi olduğu gibi siyasetçiler bir kısmını yapamayacakları birçok vaadlerde bulunur, halk seçim sandığına gidene kadar çok farklı cephelerde,farklı taraflarla,farklı engellerle savaşır. Seçim öncesi bu durumdan faydalanmak isteyen, uygunsuz siyaset yapanlar, terör eylemlerinde bulunanlar ve kısaca bu dönemi zehredenlerde çoktur. Tükiye gündeminden çok uzağım, oyda kullanmayacağım Polonya'da olduğumdan dolayı. Türkiye'de şu an neler dönüyor, yeni planlar nelerdir pek bilmesem de umarım Türk halkı seçimlerde doğru kararı verir. Bu seferki animasyonumuz seçimle ilgili, birçoğumuzun bildiği Süper Mario oynundan yola çıkılarak hazırlanmış bir çalışma, oyu sandığa atana kadar yaşanan engeller 'Demokrasi Yolculuğu'
İyi Seyirler...

Demokrasi Yolculuğu przez zseymen
Espiri&Kurgu/Senaryo:Osman Turhan, Çizim:Zeynep Seymen, Animasyon:Mitko Mumcu
Bookmark and Share

Diktatörlerin Sonu



Espiri&Kurgu/Senaryo:Osman Turhan, Çizim:Zeynep Seymen, Animasyon:Mitko Mumcu
İyi Seyirler...
Bookmark and Share
Related Posts with Thumbnails