Birkaç hafta önce sınavların üzerimizde bıraktığı yorgunluk, havaların bunaltıcı olması ve onun verdiği bir ağırlıkla evde çalışma masamda oturuyordum. Çizim yapasımda yok ilham da :) Şahsen Melek arasa da hadi Zeynep bugün şunu yapalım dese diye bekliyorum. Tak bir telefon, arayan Melek :)
-Zeynep, bugün Ayasofya Müzesi' ne fotoğraf çekmeye gidelim mi? dedi
Ve evet tabi ki, çok bunalmışım zaten evden dışarı çıkmaya bahane araken, beklediğim şey! Fotoğraf makinemi elime aldım ama tahminlerim şarjının dayanmayacağı kanaatindeydi. Zil çaldı ve gelen Melek' ti. Bizim kız tripotu bile almış. Ama nedense benim çok çekim yapasım yoktu açıkcası, elime bile birşey almak niyetinde değildim. Her neyse, Hacıkasım mevkisinden Ayasofya Müzesi' ne doğru yürümeye başladık. Yeni yapılan tanjant köprülerinden Yenimahalle ve ordan da Ayasofya mevkine yürüdük.
Olur da birgün yolunuz Trabzon' a düşerse, tavsiyem Meydan Uzun Sokak' tan başlayın yürümeye ve Tabakhane' ye gelin, oradan da Tabakhane Köprüsü, Eski Valilik ve Ortahisar mevkini dolanın. Özellikle Ortahisar' da Kanuni Evi' ni gezebilir ve bir çok tarihi sokaklarda dolaşabilirsiniz. Ayrıca Rus Konsolosluğu' nun da tarihi binasını görürsünüz ve oradan da Zağnos Köprüsü' nden Atapark' a gelirsiniz ve Trabzon Kalesi' ni de görürsünüz. Sadece şehir içindeki yürüyüşle birçok tarihi yeri görebilirsiniz ve yolunuzu direk Ayasofya' ya çevirirsiniz.
Ayasofya Müzesi' nin çevresi şu sıralar yapılandırılıyor, daha doğrusu bazı evleri yıkarak müzeyi daha ön plana çıkartmaya çalışıyorlar. Eğer batı sahil yolundan Trabzon' a giriş yapıyorsunuz, Ayasofya Müzesi' ni mutlaka görürsünüz.
Yürüyerek kaç dakikamızı aldı müzeye gelmek bilmiyorum ama girmek için 3TL ödedik. 18 yaş ve altından ücret almıyorlar. Halbuki 18 yaşında gösteriyorum, 18 deyip beleşten girerdim müzeye :) Neyse... Fakat Polonya'ya gitmeden önce yapacağım birkaç müze ziyaretini düşünerek, müze kart çıkartmayı düşünüyorum.Size de tavsiye ederim.
Müzeye girdik ve soluğu kuzey taraftaki bahçede aldık. Aslına bakarsanız müzeye ilk girişimiz değil, o yüzden müzeyi transit geçtik biraz. İki arkadaş vardı bahçede çizim yapan, biri bizim arkadaş Hakkı :)
Bir süre onlarla oturduk, sonra aldık makineleri müze içinde dolaşmaya başladık. Evdeyken düşündüğüm şey başıma geldi, birkaç çekimden sonra makinemin şarjı bitti :) Ama Melek' in makineyi bir süre sonra kamuya açtık, hem Melek hem ben hem de Hakkı fotoğraf çekimleri yaptı. Zaten bir süre sonra ben direk kendimi çektirme moduna girdim :) Müze içinde verdiğim garip pozlara turistler bile güldü velhasıl ben daha çok güldüm ya :)
Ayasofya' ya Müzesi kare haç planlı bir kilise. İçine girdiğinizde ilk bakacağınız kubbesidir. Hala içinde freskler bulunmaktadır.
Bahçesinde Trabzon' da çıkarılan Osmanlı ve Postus Rum devletine ait kalıntılar, mezar taşları bulunmaktadır.
Bizim dikkatimizi bir kız bir erkek çocuk kabartması çekti, duruşları da çok hoştu.
Kilise hakkında ayrıntılara girip sizi sıkmak niyetinde değilim. Buraya gelin kendiniz görün :) Kilise hakkında ayrıntılı bilgi için TIKLAYIN!
Bir süre sonra arkadaşımız Ali bize katıldı, onunla da birlikte kısa bir müze turu yaptık. Bir ara müze bahçesindeki elmalardan yedik.
Ayasofya Müzesi' nde ilginç bir anım vardır. Lise son sınıftayken bir grup arkadaşımızla gelmiştik, kilisenin kuzey cephesinde fotoğraf çekilirken Doğan Cüceloğlu'na rastlamıştık. İlginç bir karşılaşmaydı, daha sonra kendisiyle tanıştık, fotoğraf çekildik. Aslına bakarsanız kendisini ismen biliyordum şeklen tanımıyordum :) İlkten de tanıyamadım, çevresindeki grup tanıştırdı. Sempatik bir insan. Ayasofya Müzesi' nde tanışmak böyle nasip oldu. Trabzon' a sanırım bir seminer için gelmişti kendisi :) ( Anılarımıda tazeledim böylelikle :) )
Müzenin batı cephesinde bir rahip mezarı var ve demir parmaklıkla kapatılmış, içine bakınca birşey yok, bizim çocuklarda bakındı :) Alttaki resimde gördüğünüz gibi :)
Daha sonra Ali iki kıza uyup yorgun argın bizimle Atapark'a yürüdü. Çocuk açlıktan ölecekti, hep birlikte Atapark'taki havuzun yanında dürümlerimizi dedik, karnımızı doyurduk. Ali' yle ayrıldık. Melek' le Ortahisar'a doğru yol alırken Rus Konsolosluğu'na geldik ki sağnak yağmur döküldü. Hemen otobüs durağına girdik. Ama yağmurun dineceği yoktu. Melek dedim sen bu sıralar keşke yağmur yağsa da ıslansak diyordun, bak dediğin çıktı. Yağmur biraz dinince eve yürümeye başlamışken sağnak tekrar başlasın. Aman yarabbim köprünün üstündeyiz ve sığınabileceğimiz bir yer yok :) O yağmur tanelerinin sırtıma vuruşlarını öyle hissediyordum ki. Bir ara melek kolumdan çıktı, meğer yağmurdan dolayı görme sorunu yaşadı, bana bağırdı ama duymadım. Neyse sonra bir araya geldik, telefon kulübesine girdik ama bir yandan da gülüyoruz. Eve vardığımda tamamen ıslaktım ya :) Yaz ortasında bu sıcakta sırılsıklamdık.İşte Karadeniz havası bu, ne olacağı belli olmaz. Güneşten yanarken birden yağmur dökülüverir, öyle de oldu. Bayağı güzel dört mevsimlik bir gün yaşadık. Bu yazıyı okuyan Zümrüt ne der; "Ben yok muyum?, bensiz gittiniz he" :) Affet Zümrüt, seneye hep seninleyiz :)
Emine' ye de sesleniyorum, bu fotoğrafları birazda senin için koydum. Durmadan Trabzon'dan kareler istiyordun, al sana Ayasofya Müzesi, hasret gider :)
Başka bir tarihi mekanda görüşmek dileğiyle...
10 yorum:
ayyy ben de sizinle gezmiş kadar oldummm, bir çok kez gitmiş olmama rağmen özlemişim,, gelince ben de gidicem bi de kuymak yicemmm..unutma aklında olsun...bi de onu fotolarsınız...:)))
Gideriz, fotoğrafta çekiliriz tabi ki canım benim :)Yakında senin yanında da oluruz. Bir de Giresun maceralarımızı yazarız bu bloga :)
Zeynep, hep biz yokken geziyosun Trabzon'un tarihi mekanlarını. Daha keç kere gideceksin Ayasofya'ya ezberledin artık her köşesini. Sence artık bizlere rehberlik yapma vaktin gelmedi mi? Ben de görmek istiyorum buraları:)
Ooo kimleri görüyorum burda 'mühendis bey' :) Sen gel ben gezdiririm senide, zaten mimarı kısım senin ilgi alanın :) Ben sanat ve tarih kısmından bilgilendirirken sende mimari ve inşaat alanından bilgi verirsin artık. Ben Trabzon' dan gitmeden gelin :)
oyoyyyy:)Demek benim için.Teşekkürler zeynepcim.HEr ne kadar bir uzun sokak, bir kunduracılar, bir kemeraltı, bir atapark dotoğrafı da ekleyemesen de ben gene de sana minnettar oldum tatlım:)Ellerin dert görmesin.Çok zevkle okudum.
Trabzon'dan gitmeden senin için bir amme hizmeti yapacağım bu konuda :)
Artık ben yokmuyum demiyorum çünkü her zaman ki gibi yokum benim yoğun ev hayatım pek müsade etmiyor malum. Bu arada kiliseye yoga yapmak için gittiğinizide atlamamak lazım melekle transa geçmişsiniz foto da görüldüğü üzere. Kısacası fotoğraf çekmek bahanniz olmuş. Seneye seninle beraberiz ama diğer arkadaşlar seneye benle değil tatlım bu ayrıntıyı da lütfen gözden kaçırmayalım olsun gezin siz bensin bende sizsiz gezeceğim artık anlaşılan ....:(
yine gezmişsin maşallah :)) bayılıorum senin rehberliğine ya :)çok güzel bi gün olmuş yine ..
Evet güzel bir gündü, bir gün beraber yaparız inşallah :)
inş cnm sen bi gelde ben güzel bi plan yapıcam o zman süper olucak :))
Yorum Gönder
Yorumlama biçimi bölümde yer alan seçeneklerden birine sahip değilseniz,ilk kez bir bloga yorum yazacaksanız;
Ad/URL seçip, adınızı ve facebook, twitter, blog ya da site adresini url kısmına yazıp, yorumunuzu gönderebilirsiniz. Ya da anonimi seçip,isim belirtmeden de düşüncenizi belirtebilirsiniz.
Şimdiden YORUMLARINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM!