28 Ocak 2011 Cuma

Sular içinde bir şehir ' VENEDİK'

30 Kasım 2010 Venedik suları görünmeye başladı. Saat 10:30 civarı Venedik tren istasyonuna varıyoruz. Tren istasyonundan dışarı adım attığımız anda karşımıza çıkan manzara bizi etkiliyor. İşte VENEDİK'teyiz.
Bir gün gitmemin hayal olduğunu düşündüğüm şehirdeyim. Venedik sular arasında harika bir şehir. İnsan burda sanat yapmaz da ne yapar! Kanallar, köprüler ve  Venedik'in dar sokaklarında kayboluyoruz...
Hostel aramaya başlıyoruz ve her yeri çekmeye çalışıyoruz. Bazen vakit kaybetmeyelim tekrar bu yerlere geliriz desekte bu imkansız, çünkü Venedik'te birbirine benzer o kadar kanal ve köprü var ki aynı yerden tekrar geçmek imkansız. Ordan oraya giderken tekrar geri gidip aynı yolu bulmak zor. Aynı rotada gittiğimizi düşündüğümüz an başka bir kıyıya varıyorduk. İnsan bu şehirde kesinlikle yön duygusunu kaybeder :) Kayboluyoruz da!!!
Venedik pahalı bir şehir, kalacak uygun bir yer bulamıyoruz. Deniz otobüsleriyle o kıyıdan bu kıyıya gidiyoruz. Kaç Venedik sokaklarında kaybolarak otel ya da hostel aradık bilmiyorum ama nihayet 3. yıldızlı bir otel buluyoruz 'Pensione LA CALCINA-Ruskin's House' . Çok yüksek bir fiyat söylense de pazarlıkla 2 gece için kişi başı 50 Euro ödüyoruz. Kaldığımız otel gerçekten de çok hoş hemde bulunduğu yer çok iyi :) Odalarımıza yerleşip, biraz dinlendikten sonra tekrar Venedik sokaklarına geri dönüyoruz.

Venedik maskeler şehri... opera şehri!!!
Maske dükkanlarına giriyoruz. O kadar güzel maskeler var ki, hemen hemen her yer maskelerle dolu!

İtalya'da ilk durak 'MİLANO'

Katowice'teki rotarlı kalkışımızdan sonra saat 9:00' da Milan-Bergamo havaalanına vardık. Havalanından şehir merkezine gitmek için 1 saatlik otobüs yolculuğu yapıyoruz. Otobüs fiyatı kişi başı yaklaşık 8 Euro. Tren istasyonun önünde otobüsten iniyoruz. Artık duyduğumuz yeni dil İtalyanca :) Si Si siii :)
Otobüsten inince Türkçe konuşan bir seyyar satıcıyla karşılaşıyoruz ve saat satmaya çalışıyor, derken Romanya' dan gelen dilenciler toplanıyor.Neyse fazla uzatmadan uzaklaşmaya çalışıyoruz. Çok tekin bir ortam değil malum, dikkatli olmak şart. İnternet üzerinden baktığım tren istasyonuna 5 dklık bir yerde bulunan üç yıldızlı Hotel Best' i buluyoruz.
Altı kişilik bir oda ayarlıyorlar ve kahvaltı dahil kişi başı 15 Euro' ya kalıyoruz. Birkaç saat dinlendikten sonra artık Milano sokaklarında turlamaya başlıyoruz. Öncelikle tren istasyonuna gidiyoruz. Tren istasyonu tarihi bir yapı içinde ve yapının 3 katında yer alıyor .Binanın içinde boy boy moda markaların renklamları ayrıca bir çok alışveriş mağazaları yer alıyor. la Feltrinelli denen bir kitapçıya giriyoruz. Sanatla, tasarımla ilgili çok kitap var. Hepsinin benim olmasını isterdim. Fiyatları da gayet uygundu ama daha gezecek 4 İtalyan şehri vardı ve bagaj+para sorunu derken, küçük boyutlu bir Da Vinci kitabı aldım. Olur ya tekrar yolum Milano'ya düşer, bavul kitaplarla Türkiye'ye dönmek isterim :)
Tren istasyonundan çıkıyoruz, hotelden aldığımız Milano haritasına göre Duomo'yu aramaya başlıyoruz. Yürüdüğümüz süre zarfında Milano' daki vitrinlerdaki tasarımlar, sokaklar, binalar dikkatimizi çekiyor.
Related Posts with Thumbnails