31 Mayıs 2010 Pazartesi

Bitmez bu şerefsizlikler!

Dur İsrail, öl öl! Ne kadar söylersek söyleyelim durmuyor bunlar, duymuyor şerefsizler! Saldırı için bahaneler üretmek onlar için çok basit olmuş ve bu yaptıkları insanlık dışı olayı ise sakinlikle karşılamamızı istermiş gibi havaları da beni deli ediyor. Bu nasıl bir yüzsüzlük!  Biz hep tepki gösteriyoruz, boykot ediyoruz, miting yapıyoruz ama hiçbiri onların umrunda olmuyor. Bunlara karşı ne yapılabilir?  Savaş mı istiyorlar? Ne gözü doymaz bir topluluk bunlar!!!   Tüm dünya tepki vermeli artık ! Aptal aptal şeylere, yalan ithamlara tepki veren bu dünya artık şu gerçekleri görsün, gözlerindeki perdeyi kaldırsın! ' Hayatlarını kaybedenlere Allah'tan rahmet, ailelerine sabır diliyorum'

Ayrıca bugün içimizi dağlayan diğer  büyük bir acı ise  7 şehit haberi! 'BAŞIMIZ SAĞOLSUN'. Tüm şehit ailelerine büyük sabır diliyorum. Tüm bunlar karşısında tepkisiz kalınamaz, kalınmasın! Yeter bu kadar şerefsizlik, yeter! Ne bitmez tükenmez aşağılık bir hırstır bu! Herşey yalan olmuş...

DeviantART ve Takı Tasarımı

Deviantart süper bir site, özellikle dünyadaki her tasarımcı, çizer, ressam, fotoğrafçı  kısaca tüm insanların çalışmalarını bir arada görebileceğiniz, onlarla iletişime geçebileceğiniz büyük bir site. Bende üyelerinden biriyim, tüm çalışmalarım olmasa da bazı çalışmalarımın olduğu bir galerim var(blogun sağ kısmında da gördüğünüz gibi). Size de tavsiye ederim üyeliği. Çünkü eğer bir siteniz yoksa ve herhangi bir iş, proje için insanlar çalışmalarınızı görmek ve  sizinle iletişime geçmek isterslere işinize mutlaka yarayacaktır. Sık takip edemesem de ara ara baktığım bu sitenin takı tasarım kısmına bakmamıştım hatta böyle bir bölüm olacağını da düşünmedim, nedense :) Rastlantı eseri bir tasarıma bakarken hemen hemen bir çok takı tasarımcının galerisini inceledim. Gerçekten işler çok güzel, hatta benim olmasını istediğim çok takılar gördüm. Çok güzel çalışmalar, bu işle ilgileniyorsanız size farklı fikirler sunabilir, ilham verebilir. İncelediğim bir kaç galerinin linkini ve beğendiğim takıları göstermek istiyorum. Bana hak vereceksinizdir mutlaka :)
Tasarım Sahibi; Mortsbeads


30 Mayıs 2010 Pazar

Eurovision ve ikinciliğimiz

Eurovision hiç adil bir yarışma değil! Tümüyle politik, siyasi ilişkilere dayalı oylamaların olduğu bir yarışmada güzel şarkıya ödül vermek zor. Buna rağmen 2. olmakta çok güzel. Tebrikler güzel ülkem! [Aslında birincilik bizim hakkımızdı ya, olsun :)] Ülkeler ve komşular ilişkilerini, düşüncelerini oylarıyla belli ediyorlar. Yarışma boyu telefondan mesajlaşmalarla birçok arkadaşım da benimle aynı fikirdeydi.
Açıkcası çoğu şarkı çok iddalı değildi. Ama dikkatimi çeken Yunanistan oldu. Bir Karadenizli olarak kemençeyi görünce içim eridi. Dedim bizim kültür ürünlerimizi biz hariç diğer ülkeler çok güzel kullanıyorlar. Yunanistan' ın şarkısı ve ritmi de çok tanıdıktı. Sonuçta komşumuz ama bu kemençe kime ait!
Herşeye rağmen 'Başarılar MANGA!'

Bookmark and Share

29 Mayıs 2010 Cumartesi

Gerçek Bir İnsan / Gunilla Gerland ve Otizm

Sene (sanırım) 2005, fakültenin kütüphanesinde okunulması imkansız kitapların arasında (okunacak çok kitap yoktu o zaman ve çoğu eski)  rastladığım bir kitaptı 'Gerçek Bir İnsan'. Açıkcası içeriğinin nasıl olduğu konusunda fikrim yoktu, yeni olması dikkatimi çekmişti. Kitabı incelediğimde konusu değişikti. Otizmli bir bayanın hikayesini anlatıyordu. O zaman otizmin ne olduğunu bende pek bilmiyordum açıkcası (günümüzde de birçok kişi bilmez gene). Kitabı okuduktan sonra kafamdaki çoğu şey değişti. Çok farklı bir bakış açıları vardı, Gunilla' nın hayatından anladığım buydu. Hatta çocukluğundan bahsederken, arkadaşlarının onu dövdüğünü ve ağlamadığını, bu seferde daha çok dövdüğünü  gene ağlamadığını söylüyordu. Çünkü diyordu acıyınca ağlamam gerektiğini bilmiyordum, ağlamak ne demek? Gunilla' dan istenen normal bir birey olmasıydı.Bunu şöyle ifade ediyordu "Herhangi bir çocuk olamıyordum sadece herhangi bir çocuk olmaya çalışan ben oluyordum' ve 'Herhangi bir çocuk olacaktım, ben ben olmayacaktım.'

24 Mayıs 2010 Pazartesi

İngilizce Hazırlık mı?

İngilizce hazırlık mı? Eksik kalsın!(diyenleri çok duydum)
Herkes bilir hatta bu hazırlık sınıflarından çok çeken vardır. Gerekli mi bunlar? Belki evet belki hayır. Ama belli bir süreden sonra bana oyalama geliyor bunlar. Yüksek lisans öğrencisiyim, beni bir yıl yabancı dillerde İngilizce için oyalatıyorlar. Ya ben kendi bölümümde olsam, kendi alanımla ilgilensem kaç adım ilerde olurdum. Notlarım yüksek ama kimse bana madalya takmıyor yabancı dilleri yüksek ortalamayla bitirdim diye değil mi? Adamlar alanımdaki ilerlemeye bakıyorlar. Bu yıl yabancı diller bölümündeydim, tamam İngilizceyi öğrendim, çok güzel arkadaşlıklar edindim. Zaten arkadaşlarım olmazsa bu bir yıl çekilmezdi (isteksiz başlamıştım, hala kafamda Kpss’yi düşünürken) Dersler bitti (Allah’a şükür). Son olarak İngilizce sunumu da yaptıktan sonra şunu düşündüm; ben bir yılımı burada harcadım, ne oldu? Bunca uğraşı kendi alanımda sürdürseydim daha mantıklı değil mi? Bizden istenilen ÜDS, KPDS gibi sınavların puanları ve aldığınız eğitim bunlara çok yönelik değil. Bir yılda halledilmiyor İngilizce tam anlamıyla. Daha farklı yöntemlerle bu sorunu çözemez miyiz? Sonuçta harç ödüyorum, kursa gitmemle gene aynı şey olacaktı. Tek fark tümüyle bir yıl ingilizceyle oyalanmayacaktım. Herneyse...En kötüsü de şu mantık, her şeyi aşarak yüksek lisansa başlayan insanları bir yıl bu İngilizce eğitimle sınıyorlar. Yani sen bu hazırlığı geçemedin mi, seni yüksek lisanstan atıyorlar. Bu nasıl mantık? Benim alanım İngilizce mi siz beni bununla kıyaslıyorsunuz? Düzgün bir sistem yok ki. Lisans eğitiminde sistemden yanarsın yükseğe gelirsin gene sistemden yanarsın. Akademik ilerlemen İngilizceye bağlı, yeteneksiz olsan da ‘İngilizce iyi mi , tamam sen yeterlisin’. Yazık öğrencilere yazık!

Yabancı dile karşı mıyım? Hayır ama bunu bir işkence haline çevirdiklerinde ‘Evet, karşıyım’. Merak ediyorum İngilizcenin anadil olduğu ülkelerde bizim kadar İngilizce dil bilgisi eğitimi alıyorlar mı?
Bookmark and Share

20 Mayıs 2010 Perşembe

Bir nefes alalım

Çoktandır blogumla ilgilenemedim, birşeyler yazamadım. Yazacak o kadar şey vardı ki, bilgisayarın karşısına bile geçip iç dökmeye vakit yoktu. Mayıs sanırım bu yılımın en yoğun ayıydı.2. vizelerle mayısa başladım, ödevler, makaleler, sunumlar, düğünler, asker uğurlaması, kupa heyecanı, iş miş derken 3 hafta geride kaldı. Artık bir nefes almak zamanıydı. Koşuştur koşuştur nereye kadar, dünyayı ben mi kurtaracağım?  :) En çok özlediğim doya doya uyumak oldu. Uykusuzluk çok kötü sarsıyor beni . Devamsızlık sorunu olmazsa herhalde sabah beni kimse yataktan kaldıramazdı. Anlamıyorum, sabahları yatağın çekim gücü öyle artıyor ki, sanki " Zeynep, kalkma! Uyumaya devam et" dermiş gibi.Eğer o sese uyarsam kaybedecek insan herşeye göze alır ya işte bende o durumda herşeyi göze alıyorum okul namına :) Haftaya final haftası, yakında ingilizce kusacam resmen... Finallerden sonra bir hafta yataktan çıkmayacam, uyuyan güzel olmaya karar verdim.

Benim hayatım böyle yoğunlukken, sabah sabah kendimi zar zor uyandırmaya çalıştığım zamanlarda güne birkaç defa kötü haberlerle başladım. Bunlardan biri, daha gözlerimi açmadan işittiğim Siirt'teki tecavuz olayları içimi cız ettirdi resmen. Çocuk istismarına mı üzüleyim, gelecek olarak gördüğümüz çocukların böyle olmasına mı? Ne oluyor nereye gidiyor bu dünya? Neler oluyor bize? Ayrıca madende yaşamını kaybeden madencilerimize Allahtan rahmet, ailelerine sabır diliyorum :( Acılar karşısında insan ne diyeceğini bilemiyor. Ne söylenebilir ki, hangi söz acıyı unutturabilir, sakinleştirebilir ki? Hayatın bizi nerden sarsacağı hiç belli olmuyor.Bazen acı haberlere kulak tıkamak istiyor insan ama duyarsız kalamıyor.Kalınırsa belki de en büyük kötülüğü o zaman yapmış oluruz. Bilmiyorum birgün son bulacak mı bunlar???

5 Mayıs 2010 Çarşamba

Bordoooo Maviiii......

BORDOOOO MAVİİİİİİ.......   En Büyük TRABZONNNN...
Bu  maçın sonucu sabırsızlıkla bekliyoruz! Takımıma blogtan da destek vermek istiyorum. Futbolu sevmem ama söz konusu TS ise olay değişir :) İnşallah Fenerbahçe' yi yeneriz! (Fener at kendini Karadeniz' e ) Bordoooooo mavviiiiiiii......!!!

17:40
 Sonuç : 3-1 Kupa Bizim!!!! Oley oley! Şampiyon Trabzon.....

BORDOOOOOO MAVİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİ..... 
ŞAMPİYON TRABZON!

Related Posts with Thumbnails